25 Eylül 2011 Pazar

Oturma grupları nereden alınır?

Oturma Grupları tasarımları nerede yapılır?

oturma grupları yani oturma odası mobilyalarının baştacı sayılan bu mobilya türleri evimizin en çok görüntülenene mobilya türünden biridir. Oturma grupları evinizin büyüklüğüne, evinizi renklerine ve sizin renk tarzınıza bağlı olarak tasarlanır. Oturma grubu alırken evinizdeki diğer mobilyalar ile bütünleşmesine oldukça önem verirsiniz. Siz farkında olmasanızda aldığınız oturma grupları mutlaka evinizdeki diğer mobilyalara renk bakımından uyum sağladığını göreceksiniz. Evinizdeki mobilyaların renk uyumlarını sağlamak istiyorsanız mutlaka mobilya alışverişlerinize renk kartelanız ile gidiniz. Bu renk kartelası sayesinde satın aldığınız oturma grubu renk uyumu sizi çok sevindirecek.

Her oturma grupları alınmaz

oturma grupları, oturma grubu
Oturma grubu satın alırken sadece rengine bakıp aldanmamanızı öneririz. Çünkü satın alacağınız mobilyanın kumal kalitesi, iskelet yapımından kullanılan malzemesi, içindeki süngerleri de bir oturma grubu için oldukça önemlidir. Oturma grupları aslında koltuk takımları ile birebir aynı üründe denebilir. Gelenek ve göreneklerden dolayısıyla bazı yörelerde "Oturma grupları" olarak geçerken bazı yörelerde koltuk takımları ve salon takımları olarak da geçmektedir.

Satın aldığınız oturma grupları genellikle 3+3+1+1 şeklinde de sıralanabilir. Ya da sadece üçlü koltuk ikili koltuk ve tekli koltuk olarak da takımlandırılır.

Oturma grubu tasarımcıları bilgisayar ortamında hazırlanır ve demo olarak çizimi yapılır. Oturma grupları genellikle iç mimarlar tarafından çizimi yaptırılır. Bir iç mimar oturma grubu çizerken olabildiğince renkleri ve şekil bakımından çok ince detayları düşünerek de hazırlamak zorundalar.

Oturma grupları satın alırken mutlaka öncesinde evinizin boyutlarını bir kağıda detaylı olarak not alıp gitmeyi unutmayınız.

Oturma Grupları Nereden Alınır?

Oturma grubu satın almak için istanbul içinde modoko ve masko bölgesini ziyaret edebileceğiniz gibi inegöl'e de uğrayabilirsiniz. Bunun dışında http://www.berkemobilya.com.tr/asp/group/6/Oturma-Gruplari adresini de ziyaret edebilirsiniz. Berke Mobilya'ya gittiğinizde Oturma grupları genellikle üst katta bulunmaktadır. Üst kattaki mobilyalar alt kattakilere oranla daha ekonomik olmaktadır.

3 Eylül 2011 Cumartesi

yemek odası takımları, yemek odası mobilyaları, mobilya

Modern yemek odası takımları ,Gümüşlük , Konsol , Tv Sehpası , Masa ,6 Ad Sandalyeden Oluşmuştur. Yemek Odası Takımları olarak Dilerseniz de Tek Tek Satılabilmektedir. Yemek Odasına Yeri müsait Olmayanlar İçinse modern Tv Ünitesiyle Birlikte Masa ve Sandalye Alarak Takımlaştırabilirsiniz. modern Yemek Odası Takımı mobilya larında E1 Standarlarına Uygun Kanserojen madde İçermeyen Çizilmeye Karşı Dayanıklı 1 sınıf Yonga Kaplama suntalam kullanılmıştır,Kapaklarda yemek odası takımları 1.sınıf Mdf high gloss malzemeden Üretilmiştir. Gümüşlükte Kapaklar Lake Boya ve Oyma Ayna Ayrıca Gümüşlük İçinde Aydınlatma Ve Döküm Şık Ayaklar, yemek odası takımlarıKonsol 3 Çekmeceli, Parlak High gloss Kapağı ve metal şık kulplar 2011 yeni Modellerden modern Yemek Odası Takımı, modern Yatak Odası Takımıyla birlikte salon ve yatak odalarınızı birbiriyle uyumlu hale getirebilirsiniz. Arte Avangarde Yemek Odası Takımı ,Gümüşlük , Konsol , Tv Ünitesi , Masa ,6 Ad Sandalyeden Oluşmuştur. Yemek Odası Takımı takım olarak veya Dilerseniz de Tek Tek Satılabilmektedir. Yemek Odasına Yeri müsait Olmayanlar İçinse Tv Ünitesiyle Birlikte Masa ve Sandalye Alarak Takımlaştırabilirsiniz. Arte Yemek Odası Takımları nda E1 Standarlarına Uygun Kanserojen madde İçermeyen Çizilmeye Karşı Dayanıklı 1 sınıf Yonga Kaplama suntalam kullanılmıştır,Kapaklarda 1.sınıf high gloss malzemeden Üretilmiştir. Yemek Takımının Kenarlarında kullanılan Ahşap kısımlar ve ayaklar boyalıdır İki renkte Üretilmektedir,Beyaz ve Gri olarak Seçim Yapabilirsiniz. Yeni Safir Yemek Odası Takımı Yüksek ayaklı tv sehpası, konsol ve kaşıklık, modern ve rahat sandalyeler. High gloss malzeme açılıp kapanabilir masa aynı zamanda çok amaçlı kullanabileceğiniz gizli çekmecesi. Birleştiğinde vitrin olabilen iki adet kaşıklık. Muhteşem aynalı konsol, ve Konsol İçinde gizli çekmece Hepsi birarada olmaz diyemi düşünüyorsunuz? Öyle ise siz Yeni safir yemek odası takımları mobilya nı görmediniz. Yeni safir yemek odası takımını, takım olarak alabileceğiniz gibi, dilerseniz tek tek alabilirsiniz.Saltanat yemek odası takımı - Avangard Evlilik paketimizin bir ürünüdür, Paket Haricinde satın almak isteyenler için bu sayfadan satın alabilirsiniz. Paket içindeki fiyatı 3 lü grup içinde biraz daha ekonomik hale gelmektedir. Saltanat yemek odası takımı, Anadolu Cevizi - Parlak Beyaz renkten imal edilmektedir. Yemek Odası Takımı, gümüşlük, konsol, yemek masası, sandalye, ve tv sehpasından Oluşmaktadır. Atlantis Yemek Odası Takımı, Gümüşlük, Kaşıklık, Konsol, Yemek Masası,6 Adet Sandalye Ve Tv Sehpasından Oluşmaktadır. Atlantis Yemek Odası Takımı, milas - beyaz Renkte Üretilmiştir. 2 Yıl Garantilidir. Yemek Odası Takımını Takım Halinde Alabileceğiniz gibi Tek Tek Modül Olarak Satın Alabilirsiniz.

kredi kartı borcu taksitlendirme

kredi kartı borcu taksitlendirme
17 müteakip kredi kartı borcu taksitlendirme mukavelesine dayalıdır. İİK.'nun 68/b bendi gereğince kredi mukaveleleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu kanunun 68. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen belgelerden sayılırlar. Hesap kat ihtarının tebliğ tarihinden itibaren 68/b bendi 2. fıkrasında belirtilen 1 aylık süre geçmeden takibe geçildiğinden müteakip dayanağı belgeler müteakip tarihi itibariyle aynı yasanın 68. maddesinde sayılan belge niteliğini kazanamamıştır. Alacaklının itirazın kaldırılması isteminin bu nedenle reddine karar vermek gerekirken, hesap kat ihtarı itiraz edilmeden kesinleştiği halde merciice kefile ait kredi kartı borcu taksitlendirme başvuru formunda bulunan imzanın inkâr edildiğinden ve kefalet limitinin belirli olmadığı için geçerliliği görülmediğinden bahisle istemin reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, sonucu doğru mercii kararının onamasına karar verilmesi gerekmiştir (Y. 12. HD. Tarih: 18.02.2003, E. 2003/446 K. 2003/2759) (yayımlanmamıştır).
18 Borçlu gıyabında "kredi kartı borcu taksitlendirme" mukavelesi nedeniyle genel haciz yolu ile müteakip yapılmıştır. İİK.nun 68/b bendi koşullarında borçluya hesap özeti tebliği üzerine yasal süresi içerisinde borçlu tarafça itiraz edilmiştir. Hal böyle olunca müteakip dayanağı belge İİK.nun 68. maddesinde belirtilen nitelikte bir belge sayılamayacağından Mercice anlaşmazlığın çözümü yargılamayı gerektireceğinden bahisle alacaklı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir (Y. 11. HD. Tarih: 18.06.2002, E. 2002/11888 K. 2002/13076) (yayımlanmamıştır).
19 Y. 19.HD. Tarih: 25.10.1995, E.95/1145, K.95/8807 (Kostakoğlu, s.1436-1437).
20 Y. HGK. Tarih: 10.04.2002, E. 2002/19-266 K. 2002/264 (yayımlanmamıştır).
21 Y. 19. HD. Tarih: 04.02.1997, E. 1996/3416 K. 1997/831 (yayımlanmamıştır).
22 Faize faiz yürütülmesi yasağı, Alman Hukuku’nda da (BGB § 248 Abs.1) mevcuttur. Buna göre, işlemiş faizin anaparaya ilave edilerek yeniden faiz yürütülmesindeki anlaşmalar, mevduat hesabı ve bankacılık işlemleri alanı dışında, geçersizdir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için Bezzenberger, T.; Das Verbot des Zinseszinses, WM 2002, 1617 vd.
23 Zevkliler/Aydoğdu, s.303.
24 Karş. Y.19.HD. Tarih: 13.05.1994, E.1993/5298 K.1994/4952 (Kostakoğlu, s.1401-1402).
25 Taraflar arasındaki 8.1.1990 tarihli mukavelenin 7. maddesinde, "satış belgelerine istinaden ve nakit çekme işlemlerinden ötürü, üye`nin hesabına yapılacak borç kayıtlarının bankaca belirlenecek tarihlerde 30 günlük devrelerle, ekstreye dökülerek bildirileceği, üye (davacı)`nın Türkiye`de yaptığı harcamalarda, ekstrede bildirilen toplam borç tutarının en az % 20`sini (dilerse tamamını) ekstrede belirtilen son ödeme tarihine kadar yatırabileceği, toplam borcun % 20`sini hesabına yatırmadığı takdirde, ekstre tarihi olan hesap kesim tarihinden itibaren geciken asgari ödeme tutarı için % 8, 29 oranında, temerrüt faizi, KKDF, BSMV ve gecikme komisyonu talep edebileceği, asgari ödeme tutarının üzerindeki kısım için aylık % 7.77 kredi faizi ödeneceği" hükmü bağlanmıştır. Mahkeme, bankanın her ay normal faiz ve temerrüt faizlerini, varsa nakit çekme komisyonunu ana paraya ilave ederek faiz kapitalizasyonu yaptığını, bu şekilde faize faiz yürüttüğünü, kredi kartının geçerlilik süresince düz faiz yürütmesi gerektiğini kabul etmiştir. Oysa; mukavelenin 7. maddesinde asgari ödenmesi gereken tutarın üzerindeki kısma uygulanması gereken faizin % 7,77 olduğu belirtilmiştir. Bu hükümde yer alan faiz, akdi faiz niteliğindedir o nedenle de borçluya ihtarname keşide edilerek temerrüde düşürülmesi dolayısıyla ana paraya ilave edilerek temerrüd faizi yürütülmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Zira B.K.`nun 104/son ve 3095 sayılı Yasanın 3. maddesinde sadece geçmiş günler faizinin (temerrüt faizinin) tediyesinde temerrüt sebebiyle faiz yürütülemeyeceği öngörülmüştür. Bu düzenlemenin akdi faizi kapsamadığı kuşkusuzdur (Y. HGK. Tarih: 10.04.1996, E. 1996/19-56 K. 1996/248) (yayımlanmamıştır).
26 Y. 12. HD. Tarih: 20.11.1997, E.12630 K.12995. Ayrıca bkz. Türk, H.S.; Temerrüt Faizi Bileşik Faiz Yöntemiyle Hesaplanabilir mi?, X. Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, s.183 vd.
27 Y. 19. HD. Tarih: 04.06.2002, E. 2001/6782 K. 2002/4384; Y. 19. HD. Tarih: 23.05.2002, E. 2001/6487 K. 2002/4010 (yayımlanmamıştır).
28 Bu düzenlemeden önceki dönemde verilmiş olan Yargıtay kararları da aynı yöndedir: Davacı banka, taraflar arasında imzalanan visa kartı üyelik mukavelesinin 20. maddesinde yer alan faiz oranlarında, yetkili merciiler veya banka tarafından değişiklik yapılması halinde ihtara gerek kalmaksızın değişiklik tarihinden itibaren yeni faiz oranlarının uygulanacağına ilişkin hükme dayanarak, mukavelenin 8. maddesinde temerrüt faiz oranı % 11 olarak belirlenmiş iken, hesabın katından sonra aylık % 28 oranında temerrüt faizi uygulanmıştır. Artan faiz oranlarının bankaca kredi borcuna uygulamasına olanak sağlayan bu mukavele hükmü tarafların serbest iradeleri ile oluşturulduğundan, bu durumun BK.nun 19 ve 20. maddelerine aykırılık teşkil etmeyeceği kuşkusuzdur. Ancak, mukavelenin bu bendi ile davacı bankanın iradesine bırakılan faiz oranını artırma ile ilgili yetkinin kullanılmasında objektif iyiniyet kuralları içinde davranılması MK.nun 2. maddesinin uyulması gereken emredici bir hükmüdür. Bu kuralın sonucu olarak bankanın kredi kartı borcu taksitlendirme fahiş kazanç amacı ile faiz oranını tek yanlı artıma yetkisine dayanarak haklı görülmeyecek bir orana yükseltmesi objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağından, mukaveledeki anılan bu hükmün uygulanmasında kredi müşterisinin MK.nun 2. maddesinin koruması altında bulunduğunun kabulü gerekir. Bir başka deyişle bankanın kendisine duyulan güvene aykırı davranışı bulunup bulunmadığının saptanması gerekir. Bu durumda MK.nun 2. maddesini doğrudan gözetmekle yükümlü olan mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yapıp, kredi süreci gözetilerek bu suretteki yükselen faiz oranlarına göre bankanın haksız bir davranışta bulunup bulunmadığını saptamak ve hesabın kat edildiği tarihte banka alacağının ulaştığı miktar yönünden uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibarettir (Y. 19. HD. Tarih: 04.02.1997, E. 1996/3416 K. 1997/831). Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında davacı bankanın faiz oranlarında bir artış yapmış ise bu artışın davalı borçluya bildirilip bildirilmediği ve artışın makul kabul edilebilecek bir ölçüde yapılmış olup olmadığının saptanması, asıl alacak yönünden talebin aşılmaması ve BK.nun 104/son bendi de gözetilerek bir hüküm kurulması gerektiğine değinilmiştir. Mahkemece alınan ve hükme dayanak yapılan raporda, davacı bankanın kredi kartı borcu taksitlendirme hesaplarına uyguladığı akdi faiz oranının yıllık %117 olduğu mukavelenin 10/6 maddesinde ise temerrüt halinde bankanın kurumsal kredilere uyguladığı azami faiz oranının %50 fazlası nisbetinde temerrüt faizi ödeneceği bu oranında %375 olduğu belirtilmiş ise de anılan raporda belirtilen görüş mukavele hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle konusunda uzman yeni bir bilirkişiden yukarıda açıklanan yönler gözetilerek, %117 oranındaki akdi faizin %50 fazlası olarak bulunacak temerrüt faizi üzerinden yapılacak hesaplama ile ilgili ayrıntılı rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmektedir. (Y. 19. HD. Tarih: 07.03.2002, E. 2002/628 K. 2002/1555) (yayımlanmamıştır).
29 Y. HGK Tarih: 11.02.1998, E. 1998/19-90, K. 1998/10 (yayımlanmamıştır)
30 Aynı yönde bkz. Y. 12. HD. Tarih: 18.01.2002, E. 2001/22010 K. 2002/679; Y. 13. HD. Tarih: 11.12.1995, E.10155 K.11050; Y. 19. HD. Tarih: 21.02.2000, E.1999/6745 K.2000/220 (yayımlanmamıştır).
31 Davalı her ne kadar davacı banka ile dava dışı E. Doğan arasında akdedilmiş olan kredi kartı borcu taksitlendirme üyelik mukavelesine “müşterek ve müteselsil borçlu” olarak imza koymuş ise de adı geçen davalıya çekilen 11.10.1996 tarihli ihtarnamede, davalının mukaveleye kefaleti nedeniyle müteselsil sorumluluğundan bahsedilmiş olduğu gözetilerek davalının mukavelenin kefili olduğunun kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır (Y. HGK. Tarih: 18.11.1998, E. 1998/19-811, K. 1998/818) (yayımlanmamıştır).
32 Bkz. Tandoğan, H.; Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C.II, 3. Bası, Ankara 1987, s.693 vd.; Reisoğlu, S.; Türk Hukukunda ve Bankacılık Uygulamasında Kefalet, Ankara 1992, s.1 vd.
33 Tandoğan, s.740.
34 Kefillerin sorumluluğunu düzenleyen BK. 484. bendi uyarınca kefalet akdinin geçerliği için, yazılı şekilde yapılmış olması ve kefilin sorumlu olacağı muayyen miktarın açıkça gösterilmesi şarttır. Borçlar Kanununun 11. maddesinde, kanunda açıklık olmadıkça akdin geçerliliğinin hiçbir şekil koşuluna tabi bulunmadığına değinildikten sonra ikinci fıkrasında, kanunun emrettiği şekle riayet olunmadan yapılan akitlerin geçerli (sahih) olamayacağı hususu belirtilmiştir. Akdin sıhhatinin şekle tabi kılındığı hallerde, kanunun öngördüğü şekilde yapılmayan akitler geçersiz bulunduğundan bu yönün mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekmektedir (Y. 19. HD. Tarih: 13.04.1999, E. 1999/1901 K. 1999/2434) (yayımlanmamıştır).
35 Tandoğan, s.741.
36 Y. 19. HD. Tarih: 24.02.2000, E. 1999/7005 K. 2000/1340 (yayımlanmamıştır).
37 Tandoğan, C.II, s.748.
38 B.K'nun 484.bendi uyarınca kefalet akdinin geçerli olabilmesi için akdin, yazılı ve sorumlu olunacak miktarın açıkça belirtilmiş olması ya da 14.4.1944 tarih ve 14-13 sayılı içtihadı birleştirme kararında değinildiği gibi mukaveleden böyle bir miktarın anlaşılmasının mümkün olması koşuluna bağlıdır. Davalı mukavelede kefalet limitinin yazıldığını sonradan davacı tarafından doldurulduğunu savunmuştur. Davalı tarafından ibraz edilen mukavele örneğinde kefalet miktarının gösterilmemiş olduğu gibi davalı tarafından yaptırılan tespitte de mukavelede kefalet miktarının belirtilmediği anlaşılmaktadır. Bu yönler üzerinde durularak geçerli bir kefalet aktinin olup olmadığı saptanıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı gerekçe ile karar verilmesi isabetli görülmeyip hükmün bozulması gerekmiştir (Y. 19. HD. Tarih: 07.06.2002, E. 2002/159 K. 2002/4444) (yayımlanmamıştır).
39 İcra takibinin ve davanın dayanağını teşkil eden mukavele, davalı tarafından kefil sıfatı ile imzalanmış ve limit 2.000.000.000.-TL olarak belirlenmiştir. Limit miktarını gösteren kısmın sonradan doldurulduğu yolundaki davalı iddiasının yazılı delil ile kanıtlanması gerekir. mukavelenin doldurulmasında farklı renkte ve tonda kalemlerin kullanılması sözkonusu limit miktarının sonradan yazıldığının kanıtı olamaz. O halde mahkemece, davalının mukavelenin limit kısmının boş olarak imzalandığı ve düzenlenme anında geçersiz olduğu iddiasını usulüne uygun delil ile kanıtlayamadığı gözetilerek davanın esası incelenip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (Y. 19. HD. Tarih: 29.01.2001, E. 2000/6924 K. 2001/665) (yayımlanmamıştır).
40 Y.19.HD. Tarih: 18.10.1994, E.93/9529, K.93/9595 (Kostakoğlu, s.1401).
41 Y. 19.HD. Tarih: 01.06.1994, E. 93/5935, K. 94/5335 (yayımlanmamıştır)
42 Y. İBK. Tarih : 14.04.1944, S.14/13 (Tepeci, Notlu ve İzahlı Borçlar Kanunu, Ankara 1949, s.617-618).
43 Davalı banka ile dava dışı H. arasında imzalanan kredi kartı borcu taksitlendirme üyelik mukavelesinde davacı müteselsil kefil olup, davasını kefalet limiti belli olmadığından mukavelenin geçersizliğine dayandırmıştır. BK.nun 484. maddesinde kefalet akdinin yazılı şekilde yapılmasının yanı sıra kefilin sorumlu olacağı muayyen miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği de öngörülmüştür. Kefilin mukaveleye göre kefalet ettiği miktarı açıkça bilmesi ya da 12.04.1994 tarih ve 14-13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kefalet senedinden böyle muayyen bir miktarın anlaşılmasının mümkün olması gerekmekte olup, BK.nun 484. maddesinde öngörülen koşullara uyulmaması hali akdin geçersizliği sonucunu doğurur. Somut olayda kredi limit kodu (5) olarak gösterilmiştir. Mahkemece davalı bankadan 5 kodunun neye istinaden 250.000.000 TL.yi ifade ettiğinin bildirildiği, davacının mukavele yapıldığında bu rakamın ifade ettiği değeri bilip bilmediği, bu hususun bankaca davacıya tebliğ edilip edilmediği hususları sorularak varsa bu konudaki deliller ibraz edildikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir (Y. 11. HD. Tarih: 07.05.2002, E. 2002/630 K. 2002/4497) (yayımlanmamıştır).
44 Bu yönde bkz.Y. 19. HD. Tarih: 03.05.2002, E. 2001/4988 K. 2002/3350; Y. 19. HD. Tarih: 11.03.2002, E. 2001/5221 K. 2002/1613 (yayımlanmamıştır).
45 Kefil, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumludur. Somut olayda mukavelede kefalet limiti yazılı değil ise de, mukavele içeriğinden kullandırılan kredi miktarı belli edilebiliyorsa kefalet limitinin bu miktar olduğunun kabulü gerekmektedir. Kredi mukavelesi içeriğinden kullandırılan kredinin 500.000.000.-TL olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınıp davalı kefilin müteakip tarihi itibariyle sorumlu olduğu alacak miktarı belirlenip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (Y. 19. HD. Tarih: 03.05.2002, E. 2001/4988 K. 2002/3350) (yayımlanmamıştır).
46 Arkan, S.; Kredi Kartıyla İlgili Olarak Verilen Güvencenin Hukuki Niteliği (HGK’nın 4.7.2001 Tarihli Kararının Eleştirisi, Bilgi Toplumunda Hukuk (Ünal Tekinalp’e Armağan), C.I, İstanbul 2003, s.990.
47 Asıl uyuşmazlık kredi kartı borcu taksitlendirme mukavelesinden dolayı kefilin sorumluluğunun ne miktarda olacağı hususundadır. BK'nun 484. bendi hükmünde, kefalet mukavelesinin geçerli olabilmesi için mukavelenin yazılı olması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın belirli olması şart koşulmuştur. Davaya konu kredi kartı borcu taksitlendirme mukavelesinde kefilin sorumluluğunu düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır, anılan mukavelenin 9 maddesinde, üyenin 30 günlük ekstre dönemleri içinde yapabileceği harcama ve/veya çekebileceği nakitler internasyonal kart için 10.000 USD veya muadili dövizle sınırlandırılmış ise de, bu miktar asıl borçlu için geçerlidir. Ne var ki, yukarıda belirtildiği gibi kefilin sorumluluğuna ilişkin mukavelede özel bir hüküm bulunmadığına göre, kefilin sorumluluğu her aylık ekstre dönemi için 10.000 USD ile değil, mukavele süresi boyunca azami 10.000 USD asıl borç ve kefilin temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren tahakkuk edecek faiz ve borcun diğer fer'ileriyle sınırlıdır. Aksinin kabulü kefaletin sınırını belirsiz hale getireceğinden hukuken olanaklı değildir. (Y. 11. HD. Tarih : 28.05.2002, E. 2002/2649 K. 2002/5315) (yayımlanmamıştır).
48 Bu durumda, mukaveleyle birlikte doldurulan kredi kartı borcu taksitlendirme başvuru formuna banka yetkililerince yazılan kredi limitinin, kefalet limitinin belirlenmesine esas alınması gerektiği akla gelebilir. Ancak, başvuru formu, henüz mukavele aşamasında düzenlenmekle birlikte, bu başvurunun kabulünden sonra banka yetkililerince tahsis edilen ilk kredi limiti mukavele eki niteliğindeki bu kısma daha sonradan yazılmaktadır. mukaveleye kefil olarak imza atan kişinin banka yetkililerince belirlenecek kredi limitini bilmesi mümkün olmadığından, kefaletin geçersiz olduğu sonucuna varmak gerekir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07.05.2002 tarih ve E. 2002/630 K.2002/4497 sayılı kararı da bu yöndedir: “BK.nun 484. maddesinde kefalet akdinin yazılı şekilde yapılmasının yanı sıra kefilin sorumlu olacağı muayyen miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği de öngörülmüştür. Kefilin mukaveleye göre kefalet ettiği miktarı açıkça bilmesi ya da 12.04.1994 tarih ve 14-13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kefalet senedinden böyle muayyen bir miktarın anlaşılmasının mümkün olması gerekmekte olup, BK.nun 484. maddesinde öngörülen koşullara uyulmaması hali akdin geçersizliği sonucunu doğurur. Somut olayda kredi limit kodu (5) olarak gösterilmiştir. Mahkemece davalı bankadan 5 kodunun neye istinaden 250.000.000 TL.yi ifade ettiğinin bildirildiği, davacının mukavele yapıldığında bu rakamın ifade ettiği değeri bilip bilmediği, bu hususun bankaca davacıya tebliğ edilip edilmediği hususları sorularak varsa bu konudaki deliller ibraz edildikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir” (yayımlanmamıştır).
49 Aynı yönde Arkan, s.991.
50 Hiç kuşkusuz, bu ihtimalde, bankanın mevduat hesabındaki paradan takas ve mahsup yetkisinin bulunup bulunmadığının da araştırılması gerekir. Uygulamada, genellikle kredi kartı borcu taksitlendirme mukavelelerine konulan bir hükümle bankaya alacağına karşılık olarak borçlu ve kefillerin banka nezdindeki mevduat hesaplarından takas ve mahsup yetkisi tanınmaktadır. Banka mevduatı, hukuki niteliği itibarıyla usulsüz tevdi niteliği taşıdığından, alacaklı konumundaki mevduat sahibinin izin vermesi halinde, kredi kartı borcu taksitlendirme borcuna karşılık olarak takas ve mahsup işlemine konu oluşturabilir (Bkz. Taşdelen, S.; Bankalar Kanunu Şerhi, Ankara 2002, s.298-299). kredi kartı borcu taksitlendirme mukavelesini imzalayan kart hamilinin mevduat hesaplarındaki paranın kredi kartı borcu taksitlendirme borcuna mahsup edilmesi mümkündür. Buna karşılık, kefillerin mevduat hesaplarından asıl kart hamilinin borcundan dolayı bir mahsup işlemi yapılması, kredi kartı borcu taksitlendirme mukavelesinde aksine düzenleme olsa bile, TKHK.m.10/III hükmü uyarınca, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifası istenemeyeceğinden, kanuna aykırı olacaktır.
51 Aynı yönde Zevkliler/Aydoğdu, s.293.
52 Tandoğan, s.809.
53 Tandoğan, s.812.
54 Hemen belirtelim ki, kefalet mukavelesinde olduğu gibi, garanti mukavelesinde de garanti edenin sorumluluğunun belirli bir limitle sınırlandırılması mümkündür. Ancak, bu sınırlama, garanti mukavelesinin geçerlilik şartı değildir (Bu yönde bkz. Tandoğan, s.812). Yargıtay’a göre, “garanti mukavelesi BK.nun 110.maddesinde düzenlenmiş olan üçüncü şahsın fiilini taahhüt niteliğinde olup, kefalet mukavelesi niteliğinde bulunmadığından garanti verenin sorumluluk limitinin gösterilmesi zorunlu değil ise de, garanti mukavelesi belli bir riski garanti etmelidir. Garanti mukavelesi ile garanti edilen risk kredi mukavelesinin tarafları arasındaki asıl ilişkiden tamamen bağımsız olmakla birlikte riski, garanti mukavelesinde atıf yapılan kredi mukavelesi ile belirlenmektedir. Hangi riskin garanti edildiği belli edilmeden “her türlü borç ilişkisinden doğmuş ve doğacak tüm alacakların” garanti edilmesi garanti mukavelesinin amacı ile bağdaşmaz. Öte yandan garanti edenin izni olmadan veya ona bildirim yapılmadan esas akdi ilişkideki koşulların borçlu aleyhinde ağırlaştırılması veya borçlunun yeni yükümler üslenmesi garanti edilen riskin kapsamı dışında kalır” (Y. 19. HD. Tarih: 23.09.2002, E.2001/8061 K.2002/5973, YKD. C.29 (2003), S.2, s.241-242).
55 Ayrıntılı bilgi için bkz. Tandoğan, s.818 vd.
56 Somut olaya gelince; dava konusu kredi kartı borcu taksitlendirme üyelik mukavelesinde davalının imzasının üst bölümünde yer alan garanti şerhi içeriğinden tarafların kefaleti değil, garanti mukavelesini amaçladıkları anlaşılmaktadır. mukavelede yer alan müşterek ve müteselsil borçlu ibareleri mukavelenin amaçlanan niteliğini değiştirmez. Başka bir deyimle, BK.nun 18/1.bendi uyarınca değerlendirildiğinde olayımızda aynı yasanın 141.bendi hükmünün uygulanamayacağı da ortadadır. Bu durumda, uyuşmazlığın BK.nun 110.bendi gereğince garanti mukavelesi hükümleri ve yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde değerlendirilip çözümlenmesi gerekirken, mukavelenin yorumunda yanılgıya düşülerek kefalet hükümlerine göre sonuçlandırılmış olması bozmayı gerektirmiştir (Y. 19. HD. Tarih: 07.03.2000, E. 2000/1841 K. 2000/1841).Garanti mukavelesi BK.nun 110. maddesinde düzenlenmiş olan 3. şahsın fiilini taahhüt niteliğinde olup kefalet mukavelesi niteliğinde bulunmadığından garanti verenin sorumluluk limitinin gösterilmesi zorunlu değil ise de garanti mukavelesi belli bir riski garanti etmelidir. Garanti mukavelesi ile garanti edilen risk kredi mukavelesinin tarafları arasındaki asıl ilişkiden tamamen bağımsız olmakla birlikte riski, garanti mukavelesinde atıf yapılan mukavele belirlemektedir. Hangi riskin garanti edildiği belli edilmeden örneğin her türlü borç ilişkisinden doğmuş ve doğacak tüm alacakların garanti edilmesi garanti mukavelesi ile bağdaşmaz. Öte yandan garanti verenin muvafakati olmadan esas akdi ilişkideki koşulların borçlu aleyhinde ağırlaştırılması veya borçlunun yeni yükümler üslenmesi garanti edilen riskin kapsamı dışında kalır. Bu durumda mahkemece, garanti mukavelesinin yapıldığı tarihteki kredi koşulları dikkate alınmak suretiyle garanti veren davalıların sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir (Y. 19. HD. Tarih: 14.12.1999, E. 1999/4793 K. 1999/7676). Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, garanti mukavelesi matbu başlıklı belgenin, davacı ve birleştirilen davanın davalısı A.E.`ye hileli surette imzalatılmış olduğu yolundaki iddianın sabit görülmemesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, söz konusu belgenin altını A.E.`nin garantör sıfatıyla imzalayıp, 1. bendi "... borçlunun borcunu kısmen veya tamamen yerine getirmediği tarafından ... adresine yazılı olarak bildirildiği takdirde protesto çekmeye, hüküm elde etmeye ve borçlunun rızasını almaya gerek olmaksızın garanti ettiğim, borcu ilk yazılı isteğiniz üzerine derhal ve hiç bir sebep ileri sürmeksizin tamamen ve nakden ... ödeyeceğim" ibarelerini taşımakta olup, görüldüğü üzere A.E.`nin asıl borçluya ait def`ileri dermayan etmekten feragat etmek suretiyle riski üstlenip, asıl borçtan müstakil bir taahhüt altına girdiği anlaşılmakta olmasına göre, bir garanti akdinin oluştuğunun kabulü gerekmesine, 1. maddede ayrıca yer alan "garanti veren kişi olarak borçlu ile beraber müşterek ve müteselsil borçlu sıfatıyla borçlunun kredi kartı borcu taksitlendirme kullanımından doğmuş ve doğacak borcundan sorumlu bulunduğundan..." ibarelerinde yer alan "borçlu ile beraber müşterek ve müteselsil borçlu sıfatıyla" sözcüklerinin yazılmış olmasının yukarıda açıklanan nedenlerle akdin, garanti akdi niteliğini ortadan kaldırmayacak olmasına nazaran temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir (Y. 19. HD. Tarih: 14.10.1996, E. 1995/10469 K. 1996/9005) (yayımlanmamıştır).
57 Y. HGK. Tarih : 04.07.2001, E. 2001/19-534, K. 2001/583 (YKD. C.27, S.12, s.1807 vd.).
58 Arkan, s.983 vd.; Barlas, N.; kredi kartı borcu taksitlendirme İlişkisinde Bankaya Karşı Verilen Kişisel Teminatın Niteliğinin Belirlenmesi, Ömer Teoman’a Armağan, C.II, İstanbul 2002, s.937 vd.; İşgüzar, s.222-223.
59 Y. 11. HD. Tarih: 28.01.2002, E. 2001/10654 K. 2002/506 (YKD. C.28 S.8, s.1190 vd.); Y. 11. HD. Tarih: 21.12.2001, E. 2001/7344 K. 2001/10063 (yayımlanmamıştır).
60 Garanti mukavelesi BK.nun 110.maddesinde düzenlenmiş olan üçüncü şahsın fiilini taahhüt niteliğinde olup, kefalet mukavelesi niteliğinde bulunmadığından garanti verenin sorumluluk limitinin gösterilmesi zorunlu değil ise de, garanti mukavelesi belli bir riski garanti etmelidir. Garanti mukavelesi ile garanti edilen risk kredi mukavelesinin tarafları arasındaki asıl ilişkiden tamamen bağımsız olmakla birlikte riski, garanti mukavelesinde atıf yapılan kredi mukavelesi ile belirlenmektedir. Hangi riskin garanti edildiği belli edilmeden “her türlü borç ilişkisinden doğmuş ve doğacak tüm alacakların” garanti edilmesi garanti mukavelesinin amacı ile bağdaşmaz. Öte yandan garanti edenin izni olmadan veya ona bildirim yapılmadan esas akdi ilişkideki koşulların borçlu aleyhinde ağırlaştırılması veya borçlunun yeni yükümler üslenmesi garanti edilen riskin kapsamı dışında kalır. Bu durumda mahkemece, garanti mukavelesinin yapıldığı tarihteki kredi koşulları dikkate alınmak suretiyle garanti veren davalıların sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir (Y. 19. HD. Tarih: 23.09.2002, E.2001/8061 K.2002/5973, YKD. C.29 (2003), S.2, s.241-242). Davalı kredi kartı borcu taksitlendirme üyelik mukavelesini garanti eden sıfatı ile imzalamıştır. Her ne kadar mukavelede açıkça limit yazılı değil ise de, davalının garanti eden olarak sorumluluğu mukavelenin imzalandığı tarihteki kredi kartı borcu taksitlendirme hamiline bankaca tanınan aylık harcama limiti ile sınırlıdır. Mahkemece, bankaca kredi kartına tanınan harcama limiti araştırılıp limit tespit olunduktan sonra uzman bilirkişiden ek rapor alınıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (Y. 19. HD. Tarih: 10.06.2002, E. 2001/5965 K. 2002/4502) (yayımlanmamıştır).

Koltuk Takımları